ENG-TR //Turkey's Maldivian Island ; SULUADA Part 2 //Türkiye'nin Maldivya Adası ; SULUADA 2. Bölüm

Hello Dear Friends,

How are you? I hope everyone is very well. In my previous articles, I shared the first part of our Adrasan tour with my brother, my brother's wife and children. Today I will tell you about the second part. I will be sharing all the details of our boat tour with you in this article. Now, let's go on a journey towards those exquisite bays of Adrasa.

Merhaba Sevgili Arkadaşlar,

Nasılsınız? Herkes umarım çok iyidir. Önceki yazılarımda Abim, abimin hanımı ve çocuklarıyla birlikte Adrasan turumuzun birinci bölümünü sizlerle paylaşmıştım. Bugün de sizlere ikinci bölümden bahsedeceğim. Tekne turumuzun tüm detaylarımı bu yazımda sizlere aktarıyor olacağım. Şimdi gelin Adrasanın o enfes koylarına doğru yolculuğa çıkalım.

Our boat tour would depart from the coast of Adrasan at 10:00. We set off from Antalya at half past eight. After an hour and a half journey, we came to Antalya's Adrasan bay. Our boat had two floors. The first floor had a long table with blue cushions and tables to sit next to. On the second floor, there were soft sun loungers and umbrellas for sunbathing. There were about 50 people on our boat. The first stop of the boat, mostly foreign tourists, would be Aquarium Bay. Our boat moved towards Aquarium Bay, accompanied by music.

Tekne turumuz Adrasan sahilinden saat 10.00'da kalkacaktı. Saat sekiz buçuk gibi Antalya'dan yola çıktık. Bir buçuk saat yolculuk sonunda Antalya'nın Adrasan koyuna geldik. Teknemiz iki katlıydı. Birinci katında uzun bir masa ve yanlarında oturmak için mavi renkli minderler ve masalar vardı. İkinci katında ise güneşlenmek için yumuşak şezlonglar ve şemsiyeler bulunuyordu. Teknemizde yaklaşık 50 kişi vardı. Çoğunluğu yabancı turistlerden oluşan teknenin ilk durağı Akvaryum koyu olacaktı. Teknemiz müzik eşliğinde Akvaryum koyuna doğru hareket etti.

I can say that it was a great pleasure for me to feel the sound of the waves in my bones, the way the wind caresses my face, the forest-covered mountains that I see around me greet me while I sail on the sea. Our boat arrived at Aquarium Bay half an hour later. Aquarium Bay is a peninsula with a large piece of rock that seems to be placed on the sea. Getting off the boat and swimming here was very different from the beach. We start the adventure by jumping directly from the boat into deep waters. It is a different pleasure to leave ourselves to the clear clean waters from the boat... My nephews especially entered the boat jumping race while they were swimming here. I wanted to immortalize their joyful moments.

Tekne turunda, denizin yüzünde ilerlerken esen rüzgarın yüzümü okşaması, etrafımda gördüğüm ormanlarla kaplı dağların beni selamlaması ve dalgaların sesini iliklerime kadar hissetmek bana büyük bir keyif verdi diyebilirim. Teknemiz yarım saat sonra Akvaryum Koyu'na gelmişti. Akvaryum Koyu, denizin üzerine yerleştirilmiş gibi duran büyük kaya parçasının olduğu bir yarımadadır. Tekneden inip burada denize girmek, insana sahilden çok farklı geliyordu. Tekneden direk derin sulara atlayarak maceraya başlamış oluyoruz. Tekneden kendimizi berrak temiz sulara bırakmak ayrı bir keyif veriyor insana... Özellikle yeğenlerim burada denize girerken tekneden atlama yarışına girdiler. Bende onların bu keyifli anlarını ölümsüzleştirmek istedim.

Swimming towards these beautiful green mountains covered with forests gives a great peace of mind. You will not be able to get enough of swimming together as a family on this clean peninsula where there is no current and wave. According to the people of Adrasan, they say that those who enter the sea without waiting for the sunrise in the morning start their life all over again, as if they were born again. My nephews Ali and Naz were reflecting the joy and happiness on their faces while they were swimming here.

Ormanlarla kaplı bu güzel yeşil dağlara doğru yüzmek, insana büyük bir huzur veriyor. Akıntı ve dalganın olmadığı bu temiz yarımadada ailecek birlikte yüzmenin tadına doyamayacaksınız. Adrasan halkının dediğine göre, burada sabah güneşin doğuşunu beklemeden denize girenlerin, yeniden doğmuş gibi hayata en baştan başladığını söylüyorlar. Yeğenim Ali ve Naz burada denize girerken, yüzlerindeki neşe ve mutluluğu bize de yansıtıyorlardı.

After swimming in the aquarium bay for about 45 minutes, the boat captain made an announcement for lunch. Since the majority of the people on the boat are foreign tourists, although it bothered me that the Turkish announcement was left at the end, I didn't want to hang around too much. Everyone gathered on the lower floor of the boat for lunch. Everyone on board took a plate and lined up. Me, my brother and his wife got in line and got our food. The lunch menu consisted of fried chicken and fish. They also gave salad and pasta on the side. After we had our lunch, we anchored towards Akseki Bay, our second stop.

Akvaryum koyunda yaklaşık 45 dakika denize girdikten sonra, Tekne kaptanı öğle yemeği için anons yaptı. Teknedekilerin çoğunluğu yabancı turistlerden oluştuğu için Türkçe anonsunun en sona bırakılmış olması her ne kadar beni rahatsız etse de fazla takılmak istemedim. Öğle yemeği için, teknenin alt katında herkes toplandı. Gemide bulunan herkes eline tabak alarak sıraya geçti. Ben, Abim ve eşi sıraya geçerek, yemeğimizi aldık. Öğle yemeği menüsü, kızarmış tavuk ve balıktan oluşuyordu. Yanında da salata ve makarna verdiler. Öğle yemeğimizi yedikten sonra ikinci durağımız olan Akseki koyuna doğru demir aldık.

Akseki Bay takes 20 minutes by boat from the Adrasan coast. You can also enjoy fishing here by coming with your friends by small boat. When you enter the sea here, you feel as if you are swimming in a private pool of your own. I can tell you that you are running on the clouds while walking on the smooth sand of the beach. It is a candidate to be one of the most beautiful bays in the region. The beach consists of white sand. The sea is very clean and without waves, it is a little small compared to other bays. The only problem is that the boat tours that come at the same time are lined up in order, and it is not possible to swim in the sea much because of the crowded boats.

Akseki koyu, Adrasan sahilinden tekne ile 20 dakika sürüyor. Küçük tekne ile arkadaşlarınızla gelerek burada balık tutma keyfini de yaşayabilirsiniz. Burada denize girdiğiniz de sanki kendinize ait özel bir havuzda suya girdiğinizi hissediyorsunuz. Sahilin o pürüzsüz kumunda yürürken, bulutların üstünde koşturduğunuzu sizlere söyleyebilirim. Bölgedeki en güzel koylardan biri olmaya adaydır. Sahil bembeyaz kumdan oluşuyor. Deniz çok temiz ve dalgasız, diğer koylara göre biraz küçüktür. Tek sıkıntısı aynı anda gelen tekne turlarının sırayla dizilmiş olması kalabalıkta tekneler yüzünden denize fazla girilemiyor.

Our last stop on the boat was Sulu Ada Bay. They saved the most beautiful bay for last. Sulu island is one of the most beautiful bays of the Mediterranean coast. The island, which is similar to the Maldives in appearance, has 2 beaches. It dazzled everyone on the boat with its white sands and turquoise sea. Sulu island is between the Adrasan coast and the Gelidonya Lighthouse on the Kumluca road. It has become one of the most popular destinations for foreign tourists in recent years, as its beaches and beaches are very clean and attractive. When our boat came to the watery island, no one stayed on the boat. Everyone was impatient to lie on that warm white sand and swim in the sea. They took lots of pictures of these beautiful moments with their mobile phones. At the end of the white sands of the beach, the powdery rock pieces, which are a mixture of sand and pebbles, caught my attention. The surfaces of these rocks of different colors, which are formed naturally, are slippery and hard.

Teknedeki son durağımız, Sulu ada koyu oldu. En güzel koyu en sona saklamışlar. Sulu ada, Akdeniz sahilinin en güzel koylarından biridir. Görüntüsüyle Maldivlere benzetilen adanın, 2 adet plajı bulunmaktadır. Bembeyaz kumları ve turkuaz rengindeki deniziyle teknede bulunan herkesin gözlerini kamaştırmıştı. Sulu ada Adrasan sahili ile Kumluca yolu üzerinde bulunan Gelidonya Fenerinin arasında kalmaktadır. Kumsalı ve sahili çok temiz ve göz alıcı güzellikte olduğu için, son yıllarda yabancı turistlerin en gözde noktalarından biri olmuş durumundadır. Teknemiz sulu adaya geldiğinde, kimse teknede kalmadı. Herkes o sıcacık bembeyaz kumun üstünde yatmak ve denize girmek için, sabırsızlanmıştı. Cep telefonlarıyla bu güzel dakikaların bol bol resimlerini çektiler. Sahildeki beyaz kumların sonunda, birden yükselen kum ve çakıl karışımı toz halindeki kaya parçaları benim çok dikkatimi çekti. Doğal oluşumla meydana gelen bu değişik renkteki kayaların yüzeyleri, kaygan ve serttir.

I also wondered about the secret behind the white watery island sand. According to Cengiz Kaptan, who is the captain of the boat and one of the native people of Adra, the fact that the many crustaceans living in the sand combine with each other with the sea wave and hit the surfaces of the rocks and contain calcium carbonate. Due to the fresh water seeping through the rocks, the small stones here have turned white. My nephews wanted to buy this sand and take it home. I prepared them from these small white special stones inside the water bottle. It is even said that those who drink the fresh water here on an empty stomach can reduce the stones in their kidneys.

Sulu ada kumunun beyaz olmasının arkasındaki sırrı da merak ettim. Teknenin kaptanı ve Adrasının yerli halkından olan Cengiz Kaptan'nın dediğine göre, kumun içinde yaşayan çok sayıdaki kabuklu canlıların, deniz dalgasıyla birlikte birbirleriyle birleşerek, kayaların yüzeylerine çarparak, kalsiyum karbonat içeriyor olmasıymış. Kayaların arasından sızan tatlı sular nedeniyle, buradaki küçük taşlar bembeyaz renge bürünmüştür. Yeğenlerim bu kumdan alıp eve götürmek istediler. Onlara su şişesinin içine bu küçük beyaz özel taşlardan hazırladım. Hatta yine yerli halkın dediğine göre, buradaki tatlı sudan aç karnına su içenlerin böbreklerindeki taşları düşürdüğü bile söyleniyor.

Since the beach in front of the Sulu island is a bit wavy and rocky, boats usually anchor at the beach at the back. While you are swimming in the clean water of the Sulu island, you can even see the rock fragments formed by natural formations at the bottom of the water. Even looking away from the beach and watching the magnificent view of the pine trees between the mountains surrounding the sea gives a great peace of mind. While my nephews were enjoying this white sand, my brother and his wife renewed their love with the beauty of this beautiful environment. I took a lot of pictures of them as if they were shooting outdoors, posing as a photographer here :)

Sulu adanın ön tarafında bulunan plaj, biraz dalgalı ve kayalıklı olduğu için tekneler genelde arka tarafında bulunan plaja demir atıyorlar. Sulu adanın tertemiz suyunda denize girerken suyun dibinde doğal oluşumlarla meydana gelen kaya parçalarını bile görebiliyorsunuz. Plajdan biraz uzaklaşıp denizin etrafını saran dağların arasındaki irili ufaklı çam ağaçların muazzam görüntüsünü seyretmek bile insana büyük bir huzur veriyor. Yeğenlerim bu beyaz kumun tadını çıkarırken abim ve eşi de bu güzel ortamın güzelliği eşliğinde aşklarını tazelediler. Onlara burada fotoğrafçı kimliğime bürünerek dış çekim yapar gibi bol bol resimlerini çektim:))

My dear friends, I tried to explain to you the beauties that I saw in this uniquely beautiful island, which many foreign tourists see as Turkey's Maldives, and on our boat tour. I hope you like. Thank you very much in advance for reading my article. Take care of yourselves. Goodbye.

Sevgili dostlarım, birçok yabancı turistlerin Türkiye'nin Maldivleri olarak gördüğü bu eşsiz güzellikte adadan ve tekne turumuzda gördüğüm güzellikleri sizlere anlatmaya çalıştım. Umarım beğenmişsinizdir. Yazımı okuduğunuz için şimdiden çok teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın. Hoşcakalın.