Serenade #hivetr 7 Days Adventure Day 4 ~ Serenat #hivetr 7 Günlük Serüven 4. Gün

avatar
(Edited)

Hello everyone ~ Herkese merhaba

Here is my world. I am a fruit tree blooming in a garden with classical walls, deceived by the lying warmth of autumn. If I were to start writing a book, I would start with these sentences. Today is that day. The fourth day of our adventure that touches the books and poems in our lives. Let's remember today's topic first and then continue writing.

İşte benim dünyam. Klasik duvarlarla örülü bir bahçede sonbaharın yalan sıcaklığına kanıp çiçek açan bir meyve ağacıyım. Bir kitap yazmaya başlasaydım bu cümlelerle başlardım. Bugün işte o gün. Serüvenimizin hayatımızdaki kitaplara ve şiirlere dokunan dördüncü günü. Önce bugünün konusunu hatırlayalım ve sonra yazmaya devam edelim.

Day Four: Talk about your favorite books and poems. @mehmetfix

Dördüncü Gün: En sevdiğiniz kitaplardan ve şiirlerden bahsedin. @mehmetfix

I fell asleep after I came home from work. When I opened my eyes, today's topic and the desire to write was galloping in my head. This event was good. I'm used to writing every day, I guess. So I actually got used to it again. Anyways. Today we were talking about our favorite books and poems. Let's get to the special topic of the day.

İşten geldikten sonra uyuyakalmışım. Gözümü açtığımda kafamda bugünün konusu ve yazı yazma isteği dört nala koşuyordu. Bu etkinlik iyi oldu. Her gün yazı yazmaya alıştım, sanırım. Yani aslında tekrardan alıştım. Neyse. En sevdiğimiz kitaplardan ve şiirlerden bahsediyorduk bugün. Gelelim günün özel konusuna.

If I try to talk about my favorite books now, as I wrote in yesterday's topic, I will be stuck in a middle ground. No, I'm not undecided about my favorite book. The name of my favorite book is at the forefront of my mind. While I am writing these sentences, that book is waving at me with its leaves. The reason for my undecided situation; Even if I write all the books that come to my mind, a few books will still be missing. So did yesterday. When I lay my head on the pillow at night and think about the movies that came to my mind, "Why didn't I write this movie?" I was sad.

Şimdi en sevdiğim kitaplardan bahsetmeye kalkışırsam dünün konusunda yazdığım gibi iki arada bir derede kalacağım. Hayır, en sevdiğim kitap konusunda kararsız değilim. En sevdiğim kitabın adı aklımda açık ara önde. Ben bu cümleleri yazarken o kitap bana yapraklarıyla el sallıyor. Benim kararsız kaldığım durumun nedeni; aklımdan geçen bütün kitapları yazsam bile illâ birkaç kitap eksik kalmış olacak. Dün de öyle oldu. Gece yastığa başımı koyduğumda ve aklıma henüz gelen filmler için ''ya ben bu filmi neden yazmadım?'' düşüncesiyle hüzünleniyordum.

Serenad

Fortunately, I'm not in that situation now. Here's what I said in the small title. Serenad - Zülfü Livaneli. Zülfü Livaneli is a very talented and versatile artist, writer and director. It is possible to see almost all of these abilities in his books. Serenad is considered by some to be one of the most beautiful books of Zülfü Livaneli. For me, it is the most beautiful, most meaningful, and the only book that makes you read it over and over again. I was very upset by the touching story of Maximilian Wagner, one of the main characters of the book. In fact, when I became a member of this platform, I set my username as Wagner to keep Wagner's sad story and aging love alive. However, someone had taken the wagner username and I added my favorite number 32 to the end of wagner.

Neyse ki şimdi o durumda değilim. İşte küçük başlıkta söyledim. Serenad - Zülfü Livaneli. Zülfü Livaneli çok yetenekli ve çok yönlü bir sanatçı, yazar ve yönetmendir. Bu yeteneklerin hemen hepsini kitaplarında görmek mümkün. Serenad kitabı da kimileri için Zülfü Livaneli'nin en güzel kitaplarından sayılıyordur. Benim için bugüne kadar okuduğum hatta okuyacağım en güzel, en anlamlı, kendini defalarca okutan tek kitap. Kitabın ana karakterlerinden Maximilian Wagner'in dokunaklı hikayesine çok üzülmüştüm. Hatta bu platforma üye olurken kullanıcı adımı Wagner'in hüzünlü hikayesini ve yıllanmış aşkını yaşatmak için wagner olarak belirledim. Ancak wagner kullanıcı adını biri almıştı ve ben wagner'in sonuna en sevdiğim sayı olan 32'yi ekledim.

I also love the other character of the book, Maya Duran. I was even writing a blog series called Maya for a while. If I get a chance, I will continue that series. My goal is to keep the name of Maya in the Serenade book alive.

Kitabın diğer karakteri Maya Duran'ı da çok severim. Hatta bir ara Maya adında blog serisi yazıyordum. Fırsat bulursam o seriye devam edeceğim. Amacım Serenad kitabındaki Maya'nın adını yaşatmak.

Of course, Serenad isn't the only book I love. Among my favorites are Oğuz Atay's books, Tutunamayanlar and Tehlikeli Oyunlar. The book Unable to Hold was a strange and challenging experience for me. I didn't understand it when I first read Untouchables. Then I read it again. Then again... Again... Over time, I got used to Oğuz Atay's language and became addicted to the author.

Tabi ki tek sevdiğim kitap Serenad değil. En sevdiklerimin arasında Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar kitapları da bulunuyor. Tutunamayanlar kitabı benim için garip ve zorlu bir tecrübe olmuştu. Tutunamayanlar'ı ilk okuduğumda anlamamıştım. Sonra bir daha okudum. Sonra bir daha... Bir daha... Zamanla Oğuz Atay'ın dilini alıştım ve yazarın bağımlısı oldum.

I also love detective novels. In this context, I love Ahmet Ümit's books. Beyoğlu Rapsodisi and Istanbul Hatırası is one of my favorite Ahmet Ümit books. Of course, the Ahmet Ümit books that I read with pleasure are not my first detective books. At this point, I cannot miss the Sherlock Holmes book series. Sir Arthur Conan Doyle has created such a beautiful series that I couldn't get enough of reading it. I haven't read the whole series, but I will read anything from Sherlock Holmes as long as I live. I even love Maurice Leblanc's unique Arsen Lüpen series, which is the exact opposite of Sherlock. The Arsen Lupen book series is almost a theft case against Sherlock's detective. I can't explain the theft to you here, but you will love Arsen Lüpen as you read the series. You might even love Maurice Leblanc's series called Herlock Sholmès (Sherlock Holmes anagram), which tells the events of two minds in great conflict.

Ayrıca polisiye romanları çok severim. Bu bağlamda Ahmet Ümit'in kitaplarına bayılıyorum. Beyoğlu Rapsodisi ve İstanbul Hatırası en sevdiğim Ahmet Ümit kitaplarındandır. Zevkle okuduğum Ahmet Ümit kitapları ilk polisiye kitaplarım değil tabi. Tam bu noktada Sherlock Holmes kitap serisini es geçemeyeceğim. Sir Arthur Conan Doyle o kadar güzel bir seri yaratmış ki okumalara doyamıyordum. Bütün serisini okumadım ama ömrüm yettiğince Sherlock Holmes'e ait ne varsa okuyacağım. Hatta Sherlock'un tam zıttı olan ve Maurice Leblanc'ın eşsiz Arsen Lüpen serisini de çok severim. Arsen Lüpen kitap serisi adeta Sherlock'un dedektifliğine karşı bir hırsızlık davasıdır. Burada size hırsızlığı ballandıra ballandıra anlatamam ama seriyi okudukça Arsen Lüpen'i seveceksiniz. Hatta Maurice Leblanc'ın Herlock Sholmès(Sherlock Holmes anagram) adında muhteşem çekişmeli geçen iki zakanın olaylarını anlatan serisini de çok seversiniz.

I jumped here and there again today, but oh well. I would also like to talk about my favorite poems. My favorite poem is The Stop To Look At The Sky. As I read this poem by dear Turgut Uyar, I dive into the stars. Can you look at the depth of these lines of poetry?

I don't know what you have in these hands, let's look at the sky
I'm getting stronger I'm getting crowded

Turgut Uyar - Göğe Bakma Durağı

Bugün yine oradan oraya atladım ama olsun. En sevdiğim şiirlerden de bahsetmek istiyorum. En sevdiğim şiir Göğe Bakma Durağı. Sevgili Turgut Uyar'ın bu şiirini okudukça yıldızlara dalıyorum. Şu dizelerin derinliğine bakar mısınız?

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum

Turgut Uyar - Göğe Bakma Durağı

Shackles Out of Longing I've Weared Out is my favorite poem by my fellow countryman and poetry teacher Ahmet Arif. I had to listen to this poem live from Ahmet Arif's voice. Unfortunately, we no longer have that chance.

Hasretinden Prangalar Eskittim, hemşehrim ve şiir hocam Ahmet Arif'in en sevdiğim şiiridir. Bu şiiri Ahmet Arif'in sesinden canlı canlı dinlemek vardı. Ne yazık ki artık öyle bir şansımız yok.

The poem Monna Rosa, Love and Troubles gave me a passion for reading and writing poetry. I am also a citizen of Sezai Karakoç, and while I was writing these, I was thinking how many poets were raised in Diyarbakır. Anyways. This is not our topic. Monna Rosa is a poem that drags all the legends behind it and is the medicine of love. Rumor has it that when the first letters of each paragraph of this poem, which consists of stanzas, come together, the name of the woman Sezai Karakoç fell in love with comes out. Even in a possessive way. Maybe there is some truth to it. I didn't know. However, this poem has a structure that makes people immerse in deep thoughts about love.

Monna Rosa, Aşk ve Çileler şiiri tutkulu bir şiir okuma ve yazma hevesi kazandırmıştı bana. Sezai Karakoç da hemşehrim ve bunları yazarken Diyarbakır'da ne kadar da çok şair yetişmiş diye düşünüyordum. Neyse. Konumuz bu değil. Monna Rosa, bütün efsaneleri peşinden sürükleyen, adeta aşkın ilacı olan bir şiirdir. Rivayete göre bentlerden oluşan bu şiirin her bentin ilk harfleri bir araya geldiğinde Sezai Karakoç'un aşık olduğu kadının adı çıkıyormuş. Hatta sahiplenici bir şekilde. Belki de bir gerçekliği vardır. Bilemedim. Yine de aşk konusunda insanı derin düşüncelere daldıran bir yapısı var bu şiirin.

I hope I can improve my poetry writing skills like the poets I mentioned above.

That's it, dear friends. Today I tried to talk about my favorite books and poems. My favorite books remained in Izmir. Since I moved to Gebze, I could not photograph those books. That's why this post contains fewer photos. I hope you will like it. See you in my next articles. Stay with love and poetry...

Umarım ben de yukarıda bahsettiğim şairler gibi şiir yazma yeteneğimi geliştiririm.

İşte böyle sevgili dostlar. Bugün en sevdiğim kitaplardan ve şiirlerden bahsetmeye çalıştım. En sevdiğim kitaplarım İzmir'de kaldı. Ben Gebze'ye taşındığım için o kitaplarımı fotoğraflayamadım. O nedenle bu yazım daha az fotoğraf içeriyor. Umarım beğenirsiniz. Sonraki yazılarımda görüşmek üzere. Sevgiyle ve şiirle kalın...



0
0
0.000
14 comments
avatar

Dikkat çekici kitaplar ve şiirlerden bahsetmişsin. Böylece "wagner32" de anlamlanmış oldu bende. 32'yi daha önce discordda sormuştum. Ama wagner karanlık kalmıştı. 😃

0
0
0.000
avatar

Böylece kullanıcı adım da aydınlanmış oldu. Uğradığınız için teşekkür ederim. :)

0
0
0.000
avatar

Wagner kullanıcı isminin hikâyesini öğrenmek iyi oldu. Artık daha anlamlı bir Wagner32 var karışımda. 💫👌🏻

0
0
0.000
avatar

Bilseydim daha önce bununla ilgili post atardım. Uğradığınız için teşekkür ederim. :)

0
0
0.000
avatar

İşte benim dünyam. Klasik duvarlarla örülü bir bahçede sonbaharın yalan sıcaklığına kanıp çiçek açan bir meyve ağacıyım. Bir kitap yazmaya başlasaydım bu cümlelerle başlardım. Bugün işte o gün.

Çok güzel bir giriş bu okumak çok iyi geldi şu an..

Su gibi aktı gitti satırların, bir o kitaba bir bu şiire ve en güzel dizelere derken sonuna nasıl geldim anlamadım. Az gibi geldi çabucak bitti. :) Daha uzun olsa da keyifle okurdum. 🤗

İsminin hikâyesini biliyordum burada yine o kitabı göreceğimi tahmin etmiştim. Ellerine sağlık, hep yaz sen ve okuyalım. 🙆‍♀️

0
0
0.000
avatar

Daha uzun yazmak isterdim ancak uyku vaktim geliyordu ve yazdıkça daha fazla karıştırıyorum kitapları.

Kullanıcı adımı seviyorum. Uğradığınız ve güzel yorumunuz için teşekkür ederim. :)

0
0
0.000
avatar

Okumayı öğrendiğimden beri gerçek bir kitap kurduyum ve okuduğum onca yazar arasında Zülfü Livaneli’yi keşfedeli 2 yıl olduğu için çok üzgünüm. Okuduğum ilk ve tek kitabı ne yazık ki Son Ada oldu ve gerçekten o güne kadar eserlerini hiç okumamış olmama şaşırdım. Başka kitaplarını da okumak istiyorum, tabii önce elimdekileri bitireceğim. Beyoğlu Rapsodisi’ni okuyalı çok oldu. Ahmet Ümit’in en beğendiğim kitaplarından ve onu da bu kitapla keşfetmiştim. Çok güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık. Okurken keyif aldım. 😊

0
0
0.000
avatar

Zülfü Livaneli'nin kitaplarını herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Ben de Ahmet Ümit'i Beyoğlu Rapsodisi ile keşfettim. Uğradığınız için teşekkür ederim. :)

0
0
0.000
avatar

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Turgut Uyar - Göğe Bakma Duragi
Çok sevdiğim dizelerdir.
Çok güzel kitaplar secmissin. Zevkine hayran oldum. Senin paylaşımlarını okumak çok keyifliydi.

0
0
0.000
avatar

Vay :))
Kitaplara bu kadar ilgi duyman beni mutlu etti dostum 🙂
Polisiye romanlarına sanırım bi ben ısınamadım 😅

0
0
0.000
avatar

Herkesin sevdiği tür farklı olabilir dostum. Uğradığın için teşekkür ederim. :)

0
0
0.000